Türk turizminin başkenti olan Antalya, eşsiz doğal güzellikleriyle ve günümüze taşınan tarihi dokusuyla ve 5 yıldızlı otelleri ile her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turisti kendine hayran bırakıyor.
Aynı gün içerisinde hem kayak hem deniz keyfi sunan iklimi ile yılın yaklaşık 8 ayında Antalya’da tatil yapmak mümkün.
Toplamda 202 mavi bayraklı plajı bulunan şehirde yaz tatiliniz için dilerseniz denize sıfır, havuzlu ve aquparklı otelde konaklayabilir veya eski şehir surları içerisinde, tam pansiyon veya yarım pansiyon hizmeti veren bir butik otel tercih edebilirsiniz.
Şehirde hem ucuz hem de çok lüks oteller yer alıyor, her bütçeye uygun otel fiyatları mevcut. Alanya otelleri genellikle halk plajının üst tarafında yer alıyor ve daha çok apart tarzında oteller mevcut. Antalya her şey dahil otellerde tatil yapmak isteyen tatilcilerin de her zaman ilk tercihi.
Antalya’ya kara ya da hava yoluyla ulaşım mümkün. Antalya Havalimanı’na Türkiye’nin hemen hemen bütün havaalanlarından uçak inmekte. Ülkenin yine neredeyse bütün şehirlerinden şehre direkt otobüs ile de ulaşabilirsiniz.
Şehir içi ulaşımı otobüs, hafif raylı sistem ve nostalji tramvayı ile yapabilirsiniz. Havaalanından ve otogardan oteliniz için transfer hizmeti alabilirsiniz.
Dilerseniz her iki yerden de hafif raylı sistem veya otobüs kullanarak şehrin çeşitli noktalarına ulaşabilirsiniz.
Antalya’da hem kum hem de taş plaj bulunmakta. Kum plaj tercih edenler, Antalya Merkezde Lara Plajı’na gidebilirler. Belek otelleri de kum plajı seven misafirler için ideal. Deniz tatilinin yanı sıra şehirde hem tarihi hem doğal hem de spor ağırlıklı tatiller yapmak mümkün.
Tarihi alan gezmek isteyenler, Aspendos Antik Kenti, Kaleiçi, Antalya Arkeoloji Müzesi ve Yivli Minare’yi ziyaret edebilirler. Falezler, Düden Şelalesi ve Karain Mağarası, şehrin doğal güzelliklerini yaşamak için en çok tercih edilen noktalardan.
Merkezinde ve ilçelerinde trekking, camping, parasailing, rafting gibi pek çok sportif etkinliğe katılmak mümkün.
Her şey dahil sistemli otellerde, ailenizle dolu dolu bir tatil geçirebilirsiniz. Hem her şey dahil hem de uygun olan Kemer otelleri çok geniş fiyat yelpazesine sahip. Deniz manzaralı, SPA veya romantik temalı otellerde de konaklayabilirsiniz. Şehirde her zevke ve bütçeye uygun otel, apart ve pansiyon bulunmakta.
Türkiye'de en çok tatil köyleri yine Antalya'da bulunduğu için bu şekilde bir tatil planlıyorsanız doğru adrestesiniz. Şehrin muhteşem denizi ve doğasını kaçırmak istemeyen bir çok tatilci erken rezervasyon imkanlarından yararlanarak tatil fırsatlarını avantaja çeviriyorlar.
Sayfamızda en uygun tatil paketlerini ziyaretçilerimiz için hazırlıyoruz.
Antalya’nın ilçeleri, şehir merkezinden daha turistik olarak görülüyor. Özellikle Manavgat, Alanya, Kemer ve Kaş bu listenin başını çekiyor. Kumluca ilçesine bağlı olan Olympos’ta daha eğlenceli, aynı ilçenin Adrasan adlı tatil beldesinde daha sakin bir tatil olanağınız var.
Şehir merkezine yakın bir tatil yeri için Muratpaşa’yı tercih edebilir, lüks otel tatilleri için Serik ve Aksu ilçelerine bakabilirsiniz.
Otel cenneti olarak görülen şehrin her ilçesinde ve şehir merkezinde her cebe ve zevke uygun bir konaklama alanı bulunuyor. Konaklama yerinizi seçmek için 5 yıldızlı, her şey dahil sistemiyle çalışan otellerden aile işletmesinde olan butik otel ve pansiyonlara kadar geniş bir yelpazeye sahipsiniz.
Konaklama alanınıza ulaşım sağlamak için işletme ile iletişime geçerek transfer hizmeti satın alabilir veya terminal, havalimanı ve şehir merkezinden size en uygun ulaşım şeklini tercih edebilirsiniz.
Antalya’da yazlar sıcak ve nemli, kışlar serin ve yağışlı geçer. Bu yüzden seyahat etmek için bahar ayları ideal olarak görülür. Mart ayından Ekim sonuna kadar denize girme şansı yakalayabileceğiniz şehirde, tatil yapacağınız tarihlerde güncel hava durumunu kontrol ederek nem oranı yüksek ve yağış oranı fazla zamanlarda önlem alarak hareket edebilirsiniz.
Merkez ilçelerden olan Muratpaşa’da, şehrin tam merkezinde bulunan Kaleiçi; gece hayatını tarihi doku içerisinde yaşayabileceğiniz, sokakları denize açılan, şirin kafelerinde dinlenebileceğiniz bir alan.
Kaleiçi’ne ulaşmak için Işıklar olarak da bilinen Atatürk Caddesi’nde bulunan girişleri veya Saat Kulesi’nin yan tarafındaki girişi kullanabilirsiniz. Bu bölgeye ulaşmak için nostaljik tramvay, Antray (Hafif raylı sistem) ve belediye otobüsleri mevcut.
Özel aracınızla Kaleiçi’ne inmek isterseniz otopark alanları çevrede bulunmakta.
Antalya, Türkiye’nin en büyük şehirlerinden biri olduğu için neredeyse her şehirden direkt olarak bir ulaşım aracı bulmak mümkün.
Havaalanı bulunan şehirlerden Antalya Havalimanı’na uçabilir, bulunduğunuz şehrin terminalinden kalkışlı olarak, pek çok firma ile Antalya Terminali’ne ulaşabilirsiniz.
Özel aracınızla ulaşmak isterseniz İstanbul’dan 695 km, Ankara’dan 480 km, İzmir’den 460 km mesafe bulunuyor.
Şehir merkezine ulaşmak için terminalden ücretsiz servis, Antray (Hafif raylı sistem) veya belediye otobüsleri kullanabilirsiniz. Havalimanından şehir merkezine Antray (Hafif raylı sistem), belediye otobüsü ve özel servis seçenekleri dışında transfer hizmeti seçeneği de bulunuyor.
Yüzyıllar boyu çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış olan şehirde çok sayıda antik kent kalıntısı ve ören yeri bulunmakta. M.Ö. 10. y.y.’da kurulan Aspendos’ta M.Ö. 2. y.y.
’da yapılan Aspendos Antik Tiyatro, Pamfilya’nın en önemli liman kenti olan Side Antik Kent ve Antik Tiyatro kalıntıları, korsan şehri Olympos ve İskender’in bile fethedemediği Termessos mutlaka gezilmesi gereken yerlerden.
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından her sene bir antik kent veya ören yeri “yılın turizm noktası” ilan ediliyor. 2020 yılı Antalya’da bulunan Patara Antik Kenti’nin yılı olarak ilan edildi. Şehrin diğer önemli antik kentlerden Myra ise kaya mezarları ve Noel Baba Kilisesi ile ünlü.
Akdeniz’in incisi olan şehirde kimi popüler kimi gizli kalmış pek çok doğal güzellik mevcut. Şehir merkezinin 60 km uzaklığında bulunan Uçansu Şelalesi’nde hem yüzebilir hem de trekking yapabilirsiniz. Manavgat’ta bulunan Köprülü Kanyon’a giderek ister rafting veya kano yapabilir ister dere üstüne kurulmuş platformlarda çay içerek rafting ve kano yapanları izleyebilirsiniz.
Ayrıca Kurşunlu, Düden ve Manavgat şelalelerini ziyaret edebilir; Lara, Konyaaltı, Kaputaş, Mermerli plajlarından denize girebilirsiniz.
Antalya, narenciyesiyle ünlü bir şehrimiz. Portakal, mandalina, greyfurt, limon gibi meyvelerden yapılan marmelat ve reçeller de en az kendileri kadar lezzetli ve meşhur. Ayrıca bol tahinli kabak tatlısı, şakşuka, tahinli piyaz ve köfte de hem yerlilerinin hem de şehri ziyaret edenlerin tükettiği yiyeceklerden.
Ülkemizin turizm başkenti Antalya’da gezilecek doğal ve tarihi güzellikler saymakla bitmez. İster şehir merkezinde ister turistik noktalarından birinde olun, görülmesi gereken yerler her zaman yakınınızda olur.
Şehir merkezinde Kaleiçi, Hadrian Kapısı, Konyaaltı Plajları, Antalya Müzesi, Sandland ve Hıdırlık Kulesi muhakkak görülmesi gereken noktalardan. Kaş’ta Patara Plajı, Demre’de Kekova, Kemer’de Yanartaş, Alanya’da Kleopatra Plajı, Kumluca’da Olympos ve Manavgat’ta Side Antik Tiyatrosu görülmesi gereken diğer noktalardan.
Contents
Çocukla Gidilebilecek Oteller
5 0 0
Çalışmaya ara vererek tüm senenin yorgunluğunu atmak için
iple çekeriz tatile çıkmayı. İster bireysel olsun ister aile ile yapılan
tatiller hem dinlendirici hem de oldukça keyifli olacaktır.
İnsanlar hayatlarında yaşadıkları olayların etkisinden
çıkmak, zihnini ve bedenini yenilemek, içinde bulunduğu stres durumundan çıkmak
için tatile gitme ihtiyacı duyarlar. Tatil yetişkinler için olduğu kadar
çocuklar için de pek çok açıdan iyi olacaktır. Ülkemizde de çocuğunuzla
birlikte gidebileceğiniz ve hem lüks hem de uygun olan pek çok otel mevcuttur.
Çocukların tatilde eğlenebilmeleri için otellerde dikkat
etmeniz gereken özellikler bulunmaktadır. Çocuk kulüpleri, çocuk parkı, çocuk
havuzu, mini club, lunapark ya da aquapark çocukların keyifli zaman
geçirebileceği alanların başında geliyor. Çocuklu ailelerin otel tercihlerinde
bunları göz önünde bulundurması gerekir.
Ülkemizin en gözde tatil bölgelerinden bir tanesi Antalya’dır.
Yaz tatili için plan yapanların ilk tercihi olan Antalya, attığınız her adımda
sizlere güzel bir tatil yaşayabilmeniz için alanlar sunuyor. Belek’ten
Konyaaltı’na Manavgat’tan Alanya’ya kadar şehrin her köşesinde harika bir tatil
geçirebilirsiniz.
Antalya, hem deniz, kum, güneş tatili yapmak isteyenleri hem
de tarihi ve turistik yerleri görmek isteyenleri bir araya getiriyor. Şehirde denizin
tadını çıkarabileceğiniz gibi kültürel mirasları da ziyaret ederek inceleme
fırsatı bulabilirsiniz.
Antalya'da tatil yapmak isteyenlerin yüzlerce otel seçeneği bulunuyor. Tatilinizi yapacağınız zaman dikkat etmeniz gereken ilk adım otel seçimidir. Otel seçimi tatil deneyiminin en önemli adımlarından bir
tanesidir.
Seçeceğiniz otelde rahat etmeniz, yemeklerin ve sunulan diğer
hizmetlerin güzel ve eksiksiz olması tatilinizin kalitesini belirleyecek
noktaların başında geliyor. Otelde bulunan imkanların hem yetişkinlere hem de
çocuklara hitap etmesi oldukça önemlidir.
Yetişkinler için tatilden keyif almak ne kadar önemliyse çocuklar için de durum böyledir.
Antalya'nın ilçelerinde çocuklarınız ile birlikte konaklayabileceğiniz birbirinden farklı kalite ve özelliklere sahip olan oteller bulunuyor. Yazının devamında Antalya'nın çeşitli bölgelerinde tatil yapmak ve çocuk dostu oteller hakkında bilgi alabilirsiniz.
Belek ülkemizin golf merkezi olarak bilinen ve tatilcilerin
en çok tercih ettiği bölgelerin başında geliyor. Belek’te hem golf oynamak isteyenler
için hem de normal tatil yapmak isteyenler için pek çok alternatif bulunuyor.
Belek’te yetişkinlerin konaklaması için uygun olan otellerin
yanı sıra çocuklu ailelerin konaklayabilmesine uygun olan oteller de vardır.
Ela
Quality Resort Hotel Belek’te tatil yapmak isteyen çocuklu ailelerin tercihleri
arasında yer alıyor.
Otelde bulunan Everland Q Gülen Bebekler Kulübü, Everland
Q Mini Kulüp, Q City ve Everland Q Teen Kulüp 1 yaşından 17 yaşına kadar
çocukların kaliteli ve eğlenceli zaman geçirmelerine olanak sunuyor.
Serik'te çocuğunuz ile rahat bir tatil geçirebileceğiniz bir diğer otellerin başında Club Mega Saray Hotel geliyor. Otelde çocuk animasyonları, çocuk kulübü, çocuk oyun alanları ve oyun salonu bulunuyor. Burada çocuklarınız eğlenceli anlar yaşarken aquaparkta ise birlikte suyun tadını çıkarabilirsiniz.
Manavgat, Antalya’da tatil yapmak isteyenlerin ilk
tercihlerinden bir tanesi oluyor diyebiliriz. İçerinde Side Antik Kenti,
Köprülü Kanyon, Manavgat Şelalesi, Altınbeşik Mağarası, Oymapınar Barajı ve
Aspendos gibi görülmesi gereken tarihi ve turistik yerleri barındıran Manavgat
doğal güzellikleri ile dikkatleri çekmeye devam ediyor.
Manavgat hem balayı çiftlerinin hem de çocuklu ailelerin
konaklaması için oldukça uygun otellere ev sahipliği yapıyor. Çocuklu ailelerin
Manavgat’ta konaklayabileceği otellerin başında Club Hotel Turan Prince World
yer alıyor.
Otelde bulunan aquapark, lunapark ve hayvanat bahçesi çocukların
eğlenceli bir tatil geçirebilmeleri için oldukça iyi bir zemin hazırlıyor.
Çocuğunuzla birlikte hayvanat bahçesini dolaşırken onun canlıları tanımasına
vesile olabilirsiniz.
Eğer tatilinizi bir otelde değil tatil köyünde geçirmek istiyorsanız Manavgat Çolaklı bölgesinde yer alan Kamelya Tatil Köyü 'nü tercih edebilirsiniz. Ev konforunda tatil geçirebileceğiniz tatil köyünde çocuklarınızın da eğlenip zaman geçirebilmeleri için özel alanlar bulunuyor.
Kemer, ülkemizin en çok yerli ve yabancı turist alan
bölgelerinin başında geliyor. Kemer’de tatil yapmak isteyenler için birbirinden
kaliteli oteller hizmet veriyor.
Özellikle Amara Club Marine gibi oteller hem
yetişkinler hem de çocuklar için konforlu ve keyifli bir tatilin kapılarını
açıyor. Otelde yetişkinler kara ve su sporları ile ilgilenebilirken çocuklar
ise çocuk kulübünde çeşitli etkinliklere ve oyunlara katılabilir.
Böylece
tatilinizi hem kendiniz hem de çocuklarınız için keyifli bir hale
getirebilirsiniz.
Çocuğunuz için iyi bir tatil planı yapın
Yayınlanma: 00:17 – 18 Haziran 2016
Yaz tatilini doğru değerlendirmek için ebeveynlerin bazı önemli noktalara dikkat etmesi gerekiyor. Memorial Ataşehir Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikolojisi Bölümü'nden Uzman Psikolog Özge Merve Türk hem eğlenceli hem de öğretici bir yaz tatili için önerilerde bulundu…
Ödül sözünüzü mutlaka yerine getirin
Başarılı bir karne için bazen ebeveynler çocuklarına çeşitli vaatlerde bulunabilmektedir. Bir dönemin sonunda iyi karneyle gelen çocuklara verilen hediye sözleri varsa mutlaka yerine getirilmelidir.
Ama bu maddi ödüllerin yanı sıra çocuğun onu destekleyen sözlere de ihtiyacı olacağı unutulmamalıdır. Anne ve babası tarafından başarısı onaylanan ve çabası destek gören çocuklar ileri dönemlerde daha gayretli olmakta ve başarı için daha çok çaba sarf etmektedir.
Anne babanın başarılı karne için verdiği sözü yerine getirmemesi, çocukta büyük bir hayal kırıklığına neden olur.
Karne zeka göstergesi değildir
Zayıf karne ve çocuğun zekası arasında bir ilişkilendirme yapmak doğru değildir. Hatta bunu sadece onun suçu gibi görmek ve bunun için onu azarlamak, ağır cezalar vermek yapılan en büyük hatadır. Yapılması gereken, öncelikle çocuğun zayıf karne getirmesinin nedenlerini düşünmektir. Çocuk örneğin öğrenme güçlüğü ya da dikkat eksikliği yaşıyor olabilir.
Aile içi sorunların varlığı, uygun koşullarda ders çalışma ortamının olmaması da karne notlarına olumsuz etki etmiş olabilir. Zayıf notlar için onu azarlamak yerine, çocukla bunun nedenleri konuşulmalıdır. Gelecek dönem ders başarısını yükseltmek için neler yapılabileceği planlanmalıdır.
Bu şekilde çocuk, anne ve babasının kendisine değer verdiğini de hissedecektir.
Ödev ve oyun vakitlerini planlayın
Yaz tatili sadece televizyon seyretmek, oyun oynamak, bilgisayarda vakit geçirmek gibi etkinliklerle dolu olmamalıdır. Tatil programı ağırlıklı olarak içerisinde eğlence barındırsa da mutlaka ara ara ödevlerini yapacağı bir zamanı da içermelidir. Ancak her gün çok fazla ödevle çocuklara yüklenmek de doğru değildir.
Çocuk asla ödevle cezalandırılmamalıdır. Program yaparken çocuğun da fikri alınmalıdır. Beraber planlama yapmak onunla fikirlerini önemsediğinizi gösterecektir. Tatilde çocukların televizyon, bilgisayar ya da tabletle vakit geçirmesine izin verilebilir; ancak buna bir saat kısıtlaması getirmek ve bu kurala uymak gerekir.
Serbest zamanı birlikte değerlendirin
Uzun yaz tatili döneminde ebeveynlerin çocuklarıyla birlikte aktiviteler yapması önemlidir. Onun isteklerini göz ardı etmeden birlikte eğlenmek için bir aktivite listesi yapılabilir. Daha önce görmediği müze ya da sergilere gidilebilir, istediği filmler izlenebilir. Belirli günlerde ve saatlerde kitap okuma seansı yapılabilir.
Anne ve babanın çocuğu ile birlikte kitap okuması çocuk için güzel bir örnek olacaktır. Yaz tatilinde çocuklar, değişik sanat ve spor dallarını öğrenmek için de yönlendirilebilir. Çocuğun bir müzik aleti kullanımını öğrenmesi hem eğlenceli hem de eğitici olacaktır.
Yine çok istediği bir spor aktivitesini birlikte yapmak onu çok mutlu edebilir.
Çocuğunuz istekliyse yaz okuluna gönderin
Çocuğun yaz okulu gibi bir düşüncesi varsa, okulun saatleri ve süresi ebeveynler ve çocuk arasında kararlaştırılabilir. Çocuk yaz tatilinde büyük ebeveynlerinin yanına kalmaya da gidebilir. Fakat bu süre çok uzun olmayacak şekilde planlanmalıdır.
Çocuk gideceği yaz okulu ya da akrabasının yanında güzel vakit geçirebilecek ve mutlu olacaksa bu planlama yapılmalıdır. Çocuğun sıkıldığı, zorla gittiği bir ortam yaz tatili değil, katlanılması gereken bir yer haline gelir. Bu durumda çocuk yeni döneme motive ve dinlenmiş şekilde hazır olmayacaktır.
Anne babalar bu konuda son derece dikkatli olmalıdır.
Çocuklu aileler tatile çıkarken nelere dikkat etmeli?
Tüm dünyada yaşamın hemen her alanını etkileyen Kovid-19 pandemisi nedeniyle, ülkemizde de aileler tatil yapma imkanı bulamadılar.
Seyahat kısıtlamalarının kaldırılması, uçak seferlerinin başlaması, turizm merkezlerinin hizmete açılması gibi birçok tedbirin kontrollü bir şekilde gevşetilmesi ile birlikte tekrar tatil planları yapmaya başlayan ailelere, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Serkan Atıcı, önerilerde bulundu.
TATİL HAZIRLIĞI NASIL YAPILMALI?
Özellikle iki yaş altı çocuğu olan aileler; pandemi döneminde çocuklarının büyüme-gelişme takibi, aşılarının yapılması gibi rutin kontrollerine gidememişler ise tatil öncesinde çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanları ile görüşerek, çocuklarının kontrollerini yaptırmaları, varsa eksik aşılarını tamamlamaları gerekmektedir. Çocuğunuzun astım, diyabet, doğumsal kalp hastalığı, kanser, immünyetmezlik veya metabolik hastalık, kronik hastalığı varsa, mutlaka takipte olduğunuz bölümle (çocuk enfeksiyon hastalıkları, çocuk alerji immünoloji, çocuk göğüs hastalıkları vb.) görüşerek tatil planı buna göre yapınız. Çocuğunuzun düzenli kullandığı ilaçlar varsa, bunları yanınıza almayı unutmayınız. Özellikle küçük çocukların, günde birkaç kez kıyafetini değiştirecek şekilde yanınıza bolca çocuk kıyafetleri alınız. Hem kendiniz hem de çocuğunuzun kullanımı için çantanıza mutlaka, yeterli miktarda maske ve alkol bazlı el dezenfektanı eklemeyi unutmayınız. İki yaş altı çocuklarda maske kullanılması, olası bazı boğulma gibi solunum problemlerini de beraberinde getirebileceğinden dolayı önerilmemektedir. El dezenfektanı içinde en az yüzde 60 alkol içeren ve bakanlık onayı olan ruhsatlı ürünleri kullanınız.
TATİLE GİDERKEN ŞAHSİ OTOMOBİL Mİ, UÇAK MI TERCİH EDİLMELİ?
Gidilecek mesafe uzak değilse; diğer insanlar ile temas riskinin daha az olduğu, havalandırma, istenilen yerde mola verme durumların ailenin kontrolünde olduğu şahsi araçla yolculuk tercih edilebilir.
Yolculuk esnasında ihtiyaç yoksa diğer insanlar ve ortak kullanım alanlarına maruziyeti azaltmak için dinlenme tesislerinde, akaryakıt istasyonlarında mola vermekten kaçının.
Uçakla yolculuk yapacaksanız, terminalde ve bekleme salonunda kalabalığın daha az olduğu alanlarda maskeli bir şekilde beklemeli, kontrol noktalarında en az 1 metrelik sosyal mesafeye uyacak şekilde sıraya girmeli, bagaj verilmesi veya alınması esnasında bant veya kirli olabilecek yerler ile temastan hemen sonra el dezenfektanı kullanmalı, uçak içerisinde insan trafiğinin olduğu koridorlardan mümkün olduğu kadar uzak durmalısınız. Ayrıca hem sosyal mesafe hem de hijyen kurallarına dikkat etmeyi unutmamalısınız.
ÇOCUKLARIN HAVUZA VEYA DENİZE GİRMESİ RİSKLİ Mİ?
Günümüzdeki bilimsel bilgiler ışığında; Kovid-19’un ana bulaşma şeklinin öksürme, hapşırma yoluyla ortaya saçılan damlacıklar aracılığıyla olduğunu biliyoruz.
Yapılan araştırmalarda da, deniz suyundaki tuzun ve yoğunluğunun virüsün yaşamasına elverişli bir ortam sunmadığı, havuzlarda da başta klor olmak üzere kullanılan dezenfektan özelliğine sahip maddelerin virüsü etkisiz hale getirdiği görülmüştür.
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) de, internet sitesinde yayımladığı bilgi notunda virüsün havuz, sıcak jakuzi, spa, hamam, su oyunu alanları gibi ortamlardan bulaştığına dair herhangi bir kanıt olmadığını da belirtmiştir.
Kovid-19’un çocuklara sudan bulaşma ihtimali düşük olsa da, deniz ve havuz gibi ortak kullanım alanlarında, sosyal mesafe ve hijyen kurallarının ihlal edilmesi asıl risk oluşturmakta ve bu açıdan bazı tedbirlere uyulması gerekmektedir:
1- Havuza girmeden önce ve girdikten sonra, çocuğunuza bol köpüklü duş aldırın. Su dışında da çocuğunuzun maskesini taktığını kontrol ediniz.
2- Sosyal mesafe kurallarına göre düzenlenmiş güneşlenme alanları, şezlong, sehpa vb. kullanın.
3- Plaj ve havuzlarda bulunan duş, tuvalet gibi ortak alan kullanımından kaçının.
KONAKLAMA TESİSLERİNDE BULUNAN MİNİ KULÜPLERDE, OYUN ODALARINDA, KREŞLERDE NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2 Haziran 2020 tarihli yayınlanan genelgede, bazı kurallara uymak koşuluyla bu alanlar hizmete açılmıştır. Aileler, bu kurallara riayet edilmesi koşuluyla bu hizmetlerden faydalanabilirler. İşte, ailelerin uyması gereken kurallar;
- 1- Belirlenen kapasitenin üzerinde çocuğun alanda olmaması,
- 2- Kabulde tüm çocukların ateş ölçümlerinin yapıldığını, ateş ve/veya öksürük, burun akıntısı gibi şikayetleri olan çocuğun alana kabul edilmemesi,
- 3- Çocukların ulaşamayacağı bir yerde el dezenfaktanı konulması ve giriş-çıkışlarda personel gözetiminde çocukların el dezenfeksiyonlarının yapılması,
- 4- Sık sık kapı ve pencerelerin açılarak alanın havalandırılmasının sağlanması,
- 5- Peluş gibi temizliği zor ve hijyeni mümkün olmayan oyuncaklar yerine, dezenfeksiyona uygun oyuncakların kullanılması.
- BU ÖNERİLERİ GÖZ ARDI ETMEYİN!
- 1- Tatili mümkün olduğu kadar kalabalıktan uzak geçirmek, çocuklarımızın hastalanma riskini azaltacaktır.
- 2- Tesislerde asansör gibi dar ve kapalı alan kullanımından mümkün olduğunca kaçının.
- 3- Restoran gibi ortak hizmet alanlarından, yoğunluğun daha az olduğu zaman aralıklarında yararlanılması (Örneğin; yoğunluğun fazla olabileceği açılış saatlerinde kullanmayın)
- 4- Tatilde çocuğunuzun uyku düzenini değiştirmeyin.
- 5- Bol sıvı tüketiminin yanında, çocuğunuzu bol bol sebze ve meyve tüketimine teşvik edin.
- 6- Olası durumlar açısından, çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanına kolayca erişimin olduğu tatil yerlerini seçin.
- Son olarak; Kovid-19 sorununun tatilden eğitime, sosyal hayatın hemen her alanını etkilemesi nedeniyle, kademeli de olsa bir süre daha özellikle maske kullanımı, hijyen ve sosyal mesafe kurallarının dikkate alındığı izole bir hayata hazırlanmalı ve çocuklarımızı da hazırlamalıyız.
Çocukla Tatilde Ne Yapmalı?
Yaz tatilini verimli, etkili ve aynı zamanda eğlenmeye ve dinlenmeye zaman ayırarak geçirmek için neler yapmalıyız? Bu dönemde çocuklar için öneriler neler olabilir?
Okan Üniversitesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Piskoloğu Emel Güler, ‘’Tüm yıl boyunca çocuklar çalıştı, koşturdu, yoruldu. Yaz tatiliyle birlikte rutin okul telaşı, derslerin ve sınavların stresi yerini uzun ve güneşli günlere, rahatlamaya, uyku ve dinlenmeye bıraktı. Yaz tatili çocuklar için tamamen serbestlik ve sorumluluktan uzak bir anlam ifade ettiğinde etkili ve verimli olmaz.
Ebeveynlerin çocuklarıyla birlikte yapacakları yaz planları çocukların sorumluluk bilinci geliştirmelerine yardımcı olur. Çocuklar için planlama yapmak, program oluşturmak ve bu planın işleyişini takip etmek, çocuklarda izleniyorum düşüncesiyle birlikte güven hissi yaratacaktır’’ dedi.
Psikolog Emel Güler, ‘’Yaz tatili okul döneminde yeterince zaman bulunamadığı için bir fırsat olarak düşünülürse pek çok şeyi gerçekleştirmek mümkün olabilir.
Yeni bir dil öğrenme, farklı coğrafyaları keşfetme, farklı kültürleri tanıma, sanat çalışmaları, spor kampları, uzakta olan akrabaları ziyaret etme vs. çocuklar gözlemleyerek, deneyimleyerek, farkındalıkla pek çok şeyi öğrenebilirler.
Her bir etkinlik çocukların gelişmeleri, büyümeleri ve farkındalıklarının artması için katkı sağlar’’ açıklamasını yaptı.
Yaz için planlama yapılırken, çocuğun sosyal, bilişsel, fiziksel ve psikolojik gelişimine katkı sağlayan tüm etkinlikler dengeli ve düzenli bir şekilde yapılırsa daha verimli geçer.
Psikolog Emel Güler, ‘’Tüm gün boyunca kitap okumak ya da bilgisayar başında kalmak yerine günü belli bölümlere ayırarak etkinlikleri planlamak daha uygundur.
Çocuğun sevdiği etkinlikleri göz önünde bulundurarak hem kitap okuma, ders çalışma, hem fiziksel etkinlikler, spor ya da açık havada oyun oynama, hem gözlemleme ve keşfetmesine yardımcı olan gezintiler, sanatsal etkinlikler vs. düzenlenebilir’’ dedi.
Psikolog Emel Güler, ‘’Sosyalleşmeleri için yaşıtlarıyla bir arada olmalarına fırsat sağlayacak açık alanlarda bulunan park ve oyun alanları tercih edilebilir. Kültürel etkinlik olarak çocuklar için sinema ya da çocuk oyunları takip edilebilir. Çocuklarla birlikte yapılacak akraba ziyaretleri, bir arada olma, ait olma, ilişki içerisinde olma deneyimi kazanmalarına katkı sağlar’’ dedi.
Tatil sürecinde fiziksel, ruhsal ve zihinsel olarak dinlenmek ve yenilenmek; yeni okul dönemine daha enerjik ve zinde başlamak için gereklidir.
Çocuklarla nasıl tatil yapmalı?
Çocuk sahibi olmadan önce özgürce tatil yapabildiğim günlerde çocuk sahibi arkadaşlarımı ve onların tatillerini görünce ruhum daralırdı. Tam bir kabus olarak gördüğüm bu hayat sanki okulda özel ders verilmiş gibi herkes için aynıydı. Belki de bu nedenle uzun yıllar çocuk sahibi olmak istemedim.
Çocuklarla tatile çıkmak demek her şey dahil tatil köylerine gitmek, orada onları Kids Club’a bırakıp günlerce aynı mekanın içine hapsolmak, açık büfelerden yorucu yemekler yemek, sevimsiz gösteriler izlemek demekti.
Sabah kahvaltısında beraber oturmak dışında pek bir şey paylaşmayan ve beraber tatil yaptığını sanan aileler mutlu ve gururlu görünürdü.
Ya da biraz daha büyüdüklerinde sanki zorunluluk gibi Disney’e götürülmeliydi bu çocuklar. Saatlerce sıra beklenip, zevksiz yemekler yiyip yorgunluktan ölerek kendini akşam zor bela yatağa atmaktı. Bunların adı çocuklarla tatil oluyordu. Anne babalar bıkkınlıktan, çocuklar da yorgunluktan tatsız, mutsuz ve keyifsiz zaman geçiriyordu.
Yıllar sonra ben de çocuk sahibi oldum ve kendi kendime söz verdiğim gibi bütün bunlardan, ( Disney hariç ) köşe bucak kaçmayı başardım.
Çocukla nasıl daha yaratıcı, paylaşımcı, hem onların hem de bizim zevk alacağımız tatiller yapabileceğimize kafa yordum. Yıllar içinde çok çeşitli deneyimlerim oldu ve sonuçlardan da çok memnun kaldım.
Seyahat işinde profesyonel olarak çalışan ve iki çocuklu biri olarak işte deneyimlerimle ilgili gözlem ve notlarım:
1-Tatil planı yaparken yaratıcı olun. Gideceğiniz yerde klasik çocuk mekanları dışında onların ilgisini çekebilecek başka neler olduğunu detaylı şekilde araştırın. Ya da işin profesyonellerinden yardım alın.
Ve her güne mutlaka onların ilgisini çekecek, birşey öğrenebilecekleri programlar koyun. Paris bu konuda en güzel örneklerden biri. Paris’e sadece Disney için gitmek büyük talihsizlik.
Çünkü Paris çocuklarla birlikte yapabileceğiniz bin bir çeşit aktiviteyle dolu bir şehir. Tüm şehir çocukların bayılacağı parklar ve müzelerle dolu.
2-Arkadaş grubu ile bile gitseniz akşam yemeklerinde birlikte oturup sohbet ederek yemek yiyin. Yemek sofrası aile için paylaşım yapılabilecek en özel yerlerden biri. Bunu özellikle tatillerde neşeli ve eğlenceli bir şekilde kullanmak son derece akıllıca. Hem gün boyunca yapılanlar hem de bulunduğunuz yerin özellikleri konusunda sohbetler yapabilirsiniz.
3-Ipad ya hiç götürmeyin ya da sınırlı şekilde kullanmasına izin verin. Yeni bir yere gitmek demek orayı hissetmek, gözlemlemek yaşamak demek. Devamlı ipad oynayan çocukların o dünyadan çıkıp bulundukları yeri gözlemleme ihtimalleri çok düşük. Oysa seyahatin en büyük amacı çocuklara farklı dünyaları deneyimlemelerini ve gözlemlemelerini sağlamak.
4-Seçtiğiniz lokasyonları çocuğunuzun cinsiyetine ve yaşına göre seçin. Doğru seçimler yaparsanız hem çocuğunuz mutlu olur hem de birlikte iyi vakit geçirirsiniz. Mesela küçük yaştaki çocuklar (4-7 yaş ) için New York pek cazip olmazken biraz daha büyük çocukları (7-12 yaş ) bu şehirde oyalamak ve mutlu etmek çok daha kolay.
5-Tatile yanınızda dadı, anneanne ya da babaanne ile gitmeyin. Bu süreyi birlikte yüzde yüz vakit geçirilecek bir zaman olarak düşünün. Çocuğunuzun sizinle birlikte ev ortamının dışında normal rutininden uzakta vakit geçirmesi çok farklı ve öğretici bir deneyimdir. Bundan sonuna kadar faydalanmaya çalışın.
6-Çocukları farklı tatlar denemeleri, farklı yerler görmeleri konusunda teşvik edin. Her zaman aynı tip restoranlara gidip çocuklara özel yemekler ısmarlamayın. Mesele Çin Lokantasına götürüp onlara uygun yemekler ısmarlayın ( noodle gibi ) ya da şık bir restorana götürüp farklı soslu bir makarna yemeleri için çaba gösterin.
7-Çocuklarınız arasında yaş farkı çoksa (5 yaş ve üzeri) mümkünse tatilinizi üçe bölün. Bir kısa tatil ailecek, bir kısa tatil biriyle bir kısa tatil de diğer çocuğunuzla yapın.
Çocuklardan birini bıraktığınız için de üzüntü ya da suçluluk duymayın. Yaş farkı fazla olan çocukların birbirlerine uydurmaya çalışmak anne babalar için çok daha zor ve yorucu.
Ayrıca çocukların her birinin ilgi ihtiyacı da bir arada olunca karşılanamıyor.
8-Onların sadece çocuklara özel mekan ve aktivitelere götürmeyin. Farklı yerlere ilgi duymaları ya da zevk almaları için gayret gösterin. Mesela bir modern sanat müzesine çocuklara özel bir rehberle grup yaparak gidebilir tüm eserlere onlara uygun bir dille anlatılmasını sağlayabilirsiniz. Ya da Roma’nın tarihi yerlerini haritada ile oyun haline getirerek gezebilirsiniz.
9-Seyahat sırasında alışverişte fazla vakit harcamamaya çalışın. Çünkü uzun alışveriş süreleri çocuklar için hem çok sıkıcıdır hem de verdikleri mesaj tüketmek olur. Oysa onların daha üretici ve öğretici mesajlara ihtiyaçları vardır.
10-Seyahat etmenin hem çocuklar hem de büyükler için en büyük deneyim ve eğitimlerden biri olduğunu hiç unutmayın.
https://jabiroo.com/blog
Çocukla Tatil Seçenekleri
1 yaşını doldurmamış bebekle tatil ek gıda açısından düşünüldüğünde de kafa yorucu olabiliyor. Sebze püresi ve yoğurt hazırlamak, kullandığım kapları yıkamak için sürekli mücadele ettiğimi hatırlıyorum. Alt tarafı bir mikser ve minik bir lavabo gerekliydi.
Çocukla tatil yapmak ilk yıllarda meşakkatli gibi görünür. Küçük bebeğin ek gıdasını hazırlamak ve uyku düzenini korumak için gerekli ortamı yakalamak düşündürücü olabiliyor. Ata henüz 10 aylıkken çıktığımız yaz tatilini hatırlıyorum.
Bundan 4 yıl öncesi… O kadar çok yorulmuştum ki tatilden sonra kendime gelmek epey zamanımı almıştı.
Yanınızda bebeğinizin dadısı, büyükanne ile gitmiyorsanız aktiviteleri çocuklu ailelere göre olan hatta mümkünse bebek bakımı konusunda uzman personeli bulunan otelleri tercih etmek akıllıca.
Bir de çocuksuz tatilcilerin “rahatsız” bakışları beni epey germişti ki işin bu kısmı garip. Çocuksuz uçuşlar gibi çocuksuz oteller var. Bunun otel tarafından net bir şekilde vurgulanması herkesi mutlu eder herhalde.
Artık yaz tatillerinde ”küçük çocuğun var, evde otur” dönemi bittiği gibi son 3-4 yılda turizmde yeni bir anlayış geliştiğini görmek beni mutlu ediyor.
Bebek-çocuk dostu tatil anlayışı konusunda oteller kendini yenilemeye başladı.
Çocuk menülerinin olduğu beslenme alternatifleri, mikser, biberon ısıtıcısı, mikro dalga fırının olduğu, ayrı bir buzdolabında süt, meyve suyunun olduğu bir tatil sistemi bebekli aileler için tercih sebebi.
Yüzme havuzları, su kaydırakları, parklar, aktivitelerle zenginleştirilen seçenekler sayesinde hem çocuk(lar) hem de ebeveynler daha kaliteli vakit geçiriyor. En son Ata ile yaptığımız tatil Side’ deki Otium Eco Club anne-bebek dostu konaklama işletmelerinden biri. Üstelik ekolojik duyarlılıkları nedeniyle tercih edilebilirliği, bu konuda duyarlı aileler açısından fark yaratabilir.
2 ayrı çocuk restoranı ve çocuk menüsü var. Bir annenin kendi mamasını yapabilmesi için gerekli donanım mevcut. Otel sakinleri ne kadar temiz kullanmasa da sürekli siliniyor, yıkanıyor, temizleniyor. Menü farklı ülkelerden gelen çeşitli damak zevklerine sahip çocukların seveceği türde. Sadece bize özgü tatlar yok.
İhtiyaç duyulursa bebekli ailelere banyo küveti, lazımlık, bebek arabası veriyorlar. Odaların önünde bebek arabası göremedim. Çünkü odalardaki boşuklar pusetler için düşünülmüş.
Ayrıca odalarda küvetin olmaması bana sempatik geldi. Rahatça yıka, yıkan, çık.Mini clubtaki animatörler çocuklarla dans, animasyon, jimnastik, yüz boyama hatta yoga gibi etkinliklerde bulunuyorlar.
Katılım ağırlıklı olarak yabancı tatilcilerin çocuklarındaydı.
Havuzun yanındaki bebek uyku odası dikkatimi çekti. Bebeğiniz görevlilerin gözetiminde uyurken siz de havuzda serinleyebiliyorsunuz. Odaya tıkılmak yok. Büyük çocuğunuz varsa büyüklerin havuzunun yanı başındaki çocuk havuzunda yüzebilir, su kaydıraklarından kayabilir.
Ata ile birlikte havuz alternatiflerinden çok deniz kıyısını tercih ettik. Çünkü her ne kadar gereken bakımlar yapılsa da, sağlıklı bulmuyorum. Akdeniz mavisiyle tanışmak çok büyük keyif oldu. Rüzgardan dolayı yüksek dalgalar vardı. Bu nedenle cankurtaran kimseyi denize sokmadı.
Haliyle biz de bol bol kumdan kaleler yaptık. Bir ara baraj inşaatı denedik ama dalgalar çalışmalarımızı dümdüz etti. Parasailing yapanları izlemek Ata’ nın çok hoşuna gitti. Canavar şeklindeki paraşütler çok eğlenceli gözüküyordu.
Uzaktan geçen korsan gemisi şeklindeki tur tekneleriyle birleşince hayli fantastik bir kompozisyon oluştu.
Çişini havuza/denize yapmayan bir çocuk sahibiyim. Övünsem mi utansam mı bazen karar veremiyorum. Ata bu konuyu konuştuğumuzda “Anne bu (denize/havuza çiş) çok kötü bir şey diyor. İhtiyacı olduğunda ise koşa koşa tuvalete… Kaldığımız oteli sahilindeki tuvaletler yetişkinlere göre.
Ancak temiz gözüküyorlardı ve müsterih bir şekilde kullandık. Çocuk dünyasındaki tuvaletler ise tam çocuklara göre ve temiz. Pırıl pırıl. Personele helal olsun. Hepsi candan insanlar. Bir şey danıştığımda direk çözüm üretmeleri ve candan tavırlarından etkilendim. Çok zor bir iş yapıyorlar.
Yine de yüzleri gülüyor, enerjikler. Bravo.
Bir teşekkür de sahil ekibi için. Yere düzen en ufak bir çöpü anında farkedip elleriyle topluyorlar. Uzun süredir bu denli temiz bir sahil görmemiştim.
Karbon salınımı az bir yapı, enerjiyi doğaya en az zarar vererek tüketmeye dayalı bir felsefeye dayalı bir tatil… Üstelik heryerden çocuk sesleri geliyor.
Kimsenin çocuk seslerinden rahatsız olup, yüzünü buruşturma ihtimali yok. Çünkü hemen hemen herkes mutlu ve çocuklu…
Bundan sonraki tatil dönemlerimizde tercihlerimizden biri olabilir.
Çocukla tatil yapacaklar dikkat
0-2 yaş dönemi çocuklarda 10 günden daha uzun tatillerin, çocuk için endişe verici olduğunu belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü'nden Dr. Özlen Kaya Çardak şunları söyledi:
“0-2 yaş dönemi bir çocuğunuz varsa ve 10 günden uzun bir tatil planı yapılıyorsa ev rutinlerinin; yani her zaman alıştığı düzenin dışına çıkmak çocuklara endişe verebilir. 0-2 yaş arası çocuklu tatillerin genelde 5-7 gün sürmesi idealdir. Daha büyük yaşlarda oyun çocuğu dönemi 3-6 yaş çocuklar ise daha uzun evlerinden ayrı kalmayı tolere edebilir.
Ergenlik dönemindeki çocukların ise zaten aile ile değil arkadaşlarıyla birlikte tatil yapmaktan daha çok keyif aldıkları bir gerçektir. Ergenlik yaş grubu çocuğunuz eğer anne babasıyla tatile gitmek istemiyorsa çok da ısrarcı olunmamalıdır. Anne ve baba çocuktan ayrı tatil planı yapıyorsa çocuklarının yaşları kadar ayrı gece onlardan uzak olduklarında çok ciddi sorun çıkmaz. Kısacası 1 yaş çocuğunuz sizden ayrı 1 gün; 2 yaş çocuğu da 2 gün geçirebilir. Ama daha uzun süre anne babadan ayrı kalmak küçük çocuklarda huzursuzluk yapabilir.”
“PAMUKLU GİYSİLER ÖNCELİKLE TERCİH EDİLMELİ”
Çocukların çantası hazırlanırken pamuklu giysilerin öncelikle tercih edilmesi gerektiğini belirten Dr. Çardak sözlerine şöyle devam etti: “Kısa kollu kıyafetlerin yanı sıra uzun kollu olanlar da birkaç tane alınmalı. Gündelik ayakkabıların yanında kumda ayaklarının yanmaması için ya da Islak zeminde kaymayan, su geçirmeyen sandaletler alınabilir. Güneş ve rüzgardan korunmak için geniş kenarlı şapkalar, güneş gözlükleri bavula eklenebilir. Denize girdikten sonra değiştirilmesi için birkaç tane mayo mutlaka olmalıdır. Şampuan, sabun, nemlendirici yağ gibi özel bakım eşyaları unutulmamalıdır. Yataklar arası mesafe varsa evde kullanılan telsiz alınabilir. Sevdiği, vakit geçirebileceği oyuncaklar, kitaplar bu çantada yer alabilir. Sinek olabilme ihtimaline karşı cibinlik, sinek önleyici likit ya da tabletler götürülebilir. Mutlaka gerekli olacak bu eşyaların yanı sıra önlem olarak da ateş ölçer, gazlı bez, yara bandı, doktor tavsiyesi ile kullanılan ilaçlar, şuruplar, pişik ve alerji kremleri alınabilir.”
“UÇAKTA BEBEKLER EMZİRİLMELİ”
Uçakla yapılacak seyahatlerde çocuğu kalkış ve iniş sırasında emzirmenin kulak basıncını dengelemeye yardımcı olacağını sözlerine ekleyen Çardak, uçak ve araba yolculuklarında dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle açıkladı:
“Vaktinde doğan prematüre olmayan ve sağlıklı bebekler 3 haftalık olduktan sonra uçakla seyahat edebilir. Uçakta iniş ve kalkışlarda kulak basıncının dengelenmesi için yutkunma hareketi yapılmalıdır. Bebeklerin yutkunma yapabilmesi için uçağın iniş ve kalkışında annesini emmesi tavsiye edilir. 4 yaş üstü gibi daha büyük çocuklar ise sakız çiğneyebilir.
Sakız çiğnemek de benzer bir etki ile kulak basıncını dengelemektedir. Araç içi yolculuklarda da mide bulantısının daha az olması için çocukların aracın gidiş yönüne bakması tavsiye edilebilir. Ciddi araç tutması olan çocuklara yolculuk öncesi çocuk doktorunun uygun göreceği bulantı önleyiciler önerilebilir.
Yola çıkmadan en az 1 saat önce de çocuklara bir şey yedirilmemesi gerekir. Çok uzun bir araç yolculuğu ise ara ara molalar vermek çocuğu rahatlatacaktır. Yola çıkış mümkünse güneşin tam tepede olduğu öğle saatlerinde değil daha serin saatlerde yapılmalıdır. Çok sıcak hava çocuğun yolculuktan kısa sürede sıkılmasına yol açabilir.
Araba içindeki hava temiz, taze tutulmaya çalışılmalıdır. Serinlik yaratmak için klima direkt soğuk olarak açılmamalıdır.”
Çocuk dostu otel ne demek?
Tatilini çocuklarıyla yapacak olanlar için otel seçiminde ‘çocuk dostu’ otellerin niteliği büyük önem taşıyor. Tatilin hem ebeveynler hem de çocuklar için eğlenceli ve verimli geçmesini sağlayan ‘Çocuk dostu’ otellerde dikkat edilmesi gereken bazı noktalar bulunuyor.
- Özellikler:
Bebek ve çocuk dostu oteller; çocuk ve bebek karyolası, çocuk restoranı, mama ısıtıcı, çocuk aktivite alanları, açık hava oyun alanları, bebek bakım üniteleri, çocuklara yönelik eğlenceler, çocuk bakıcısı, çocuk havuzu gibi olanaklar sunmaktadır. - Çocukların güvenli bir şekilde ve eğlenerek tatil yapmalarını amaçlayan çocuk dostu oteller, ebeveynlerin de rahat bir tatil yapma imkanına sahip olmasına yardımcı olmayı hedeflemektedir.
- Atölye çalışmaları, animasyonlar, eğlence programları, çocuk menüleri ile çocukların hem verimli ve kendilerini geliştirebilecekleri bir tatil yapmasını sağlayan hem de yaşıtlarıyla birlikte sosyalleşmesine imkan veren çocuk dostu oteller sundukları imkanlara göre birbirlerinden ayrılmaktadır.
Çocuk karyolası:
Çocukla tatil yaparken aranacak ilk özelliklerden biri kalacağınız odada çocuk karyolası olmasıdır. Özellikle 3 yaşından küçük çocuklarla tatil yapacak ebeveynlerin bu konuda dikkatli davranmaları önemlidir. Çocuk yada bebek karyolası bulunan çocuk dostu oteller, çocukların güvenli ve rahat bir şekilde uyumalarına olanak verir.
Çocuk restoranı
Yaz tatilinde çocukların sağlıklı beslenmeye devam edebilmesi ve öğün atlamaması için otelin çocuk restoranı olması son derece önemlidir.
Çocuklara uygun yiyecekler hazırlayan otellerin yanı sıra, çocuk dostu otellerde çocukların yemeklerini farklı bir alanda yemelerine olanak verilir.
Hem güvenli ve sağlık hem de çocuğun tek başına kendi yemeğini yiyebileceği çocuk dostu oteller ebeveynlere de yemek yeme açısından kolaylık sağlar.
Çocuk aktivite alanları:
Çocuk aktivite alanları bir çok otelde bulunmaktadır.
Ancak bazı otellerde gün boyu çocukların aktivite, tiyatro , etkinlik, atölye gibi çalışmalara katılması mümkün olduğundan çocuklara hem yaz tatilini verimli bir şekilde geçirme imkanı sunmakta hem de istediği gibi eğlenebilmektedir.
Bu nedenle çocuk aktivite alanlarına ek olarak, animasyon, tiyatro gibi etkinliklerde yapan çocuk dostu otelleri tercih etmek önem taşır.
Çocuk Bakıcısı:
Çocuk dostu mekanlar çocuklarıyla tatil yapmak isteyen ebeveynlerin kendilerine daha fazla zaman ayırabilmesi için genellikle çocuk bakıcısı istihdam eder. Çocuk bakıcıları gün boyu çocuklarla ilgilenebileceği gibi, çocukların ihtiyaçlarının kısa sürede karşılanmasını sağlamakta ve çocuk denize gireceği zaman ebeveynlerinin yanına ulaşması sağlanmaktadır.
Çocukla tatile çıkmadan önce kalacak yer seçiminde çocuk dostu özelliğine dikkat edilmesi şarttır. Çocuk dostu olmayan otellerde hem ebeveynler hem de çocuklar verimsiz ve zor bir tatil geçirebileceği gibi ebeveynlerin dinlenme imkanı bulunması da zorlaşacaktır.